Türkiye’nin en zenginlerindendi: 50 fabrika ve 30 bin çalışanıyla bir gecede böyle battı

Türkiye'nin en zenginlerindendi: 50 fabrika ve 30 bin çalışanıyla bir gecede böyle battı

Türkiye’de varlıklı aileler tarih boyunca hükümetler ile yakın ilişkiler kurmuş, bu durum söz konusu ailelere ait şirketlerin bazen daha fazla değer kazanmasına, bazen ise bir gecede silinip gitmesine yol açmıştır. 

Günümüzde Türkiye’nin en büyük şirketler toplulukları Koç Holding ve Sabancı Holding olarak biliniyor olsa da, geçmişte İpar ailesi ve Menteşoğlu ailesi gibi varlıklı şirketler iflas ederek zenginler kulübüne beklenmedik şekilde veda etti. 

DEREDEN SALYANGOZ TOPLAYARAK BAŞLADILAR

Efsane İşler isimli YouTube kanalında yer verilen derlemeye göre; Menteşoğlu ailesi 1940’lı yıllarda Samsun’da derelerden salyangoz toplayarak ve süpürge yapıp satarak geçimlerini sağlıyordu. 

O dönemler memlekette çok az kişinin bildiği bu iş, Menteoğlu ailesi için önemli bir gelir kapısı olmuştu. Toplanan salyangozlar yurt dışına ihraç edilmekte ve bu yolla büyük bir gelir sağlanmaktaydı. Buna karşın aile, bu işin yalnızca simsarlığını yapıyordu. Öyle ki kazandıkları parayla geçimlerini dahi zor karşılamaktalardı. 

Salyangoz işindeki gelirin büyük kısmını, yurt dışına satışı yapan tüccarlar almaktaydı. Bu durum, Menteşoğlu ailesinin mutlaka bir şirket kurması gerektiğine ve büyük emeklerle toplanan salyangozların kendileri tarafından ihraç edilmesinin şart olduğuna karar verilmesine neden oldu. 

YASTIK ALTINDAKİLER TARİHİ HOLDİNGİN TEMELİNİ ATTI

Ailenin erkek çocukları olan Nurettin, Osman, Rahmi ve Hasbi, şirket kurabilmek için gereken sermayeyi aramaya başladı. Ailede sermaye yaratmak için seferberlik başlarken, bu süreçte kadınlar bütün altınlarını ve ziynetlerini ailenin erkeklerine teslim etti. Herkes yastığının altında ne varsa çıkardı ve gelecekte Türkiye’ye damgasını vuracak Menteşoğlu Holding’in temelleri bu şekilde atıldı. 

1962 senesinde 500 bin lira sermaye ile oluşturulan Menteşoğlu Şirketler Grubu, artık salyangozları köylülerden topluyor ve yurt dışından büyük rağbet gören kurbağa bacağı, at ve eşek eti ihracatına da başlıyordu. İlerleyen günlerde özellikle Avrupa pazarından gelen talepler doğrultusunda aile deniz ürünlerine de yöneldi ve ihracat ürünlerine deniz anası, deniz salyangozu, köpek balığı ve Japonların adeta servet ödediği deniz patlıcanını da ekledi. 

1970’lerde kurdukları su ürünleri fabrikaları ile bu sektörde büyük başarılar elde eden şirket, kazandıkları büyük paraların yanı sıra ihracata olan katkıları nedeniyle devlet yetkilileri tarafından adeta madalyalara ve plaketlere boğuluyordu. Aldıkları her bir tebrik kardeşlerin kendilerine olan güvenini artırırken, artan güven sürekli yeni yatırımları beraberinde getiriyordu. 

ÖNCE ŞİRKETİN BAŞINA GEÇTİ, ARDINDAN SAMSUNSPOR’A BAŞKAN OLDU

1980’li yılların başlarında şirketin ihracatı 200 milyon dolara yaklaşmıştı. Türkiye’nin en büyük şirketleriyle rakip olan şirketin başına ise 80’li yılların ortalarında ailenin en renkli siması Hasbi Menteşoğlu geçti. 1938 doğumlu Hasbi Menteşoğlu, şakacı ve nüktedan karakteri karakteriyle biliniyordu. 

Futboldan fazla anlamamasına rağmen Hasbi Menteşoğlu, önce Çarşambaspor’un ardından da Samsunspor’un başına geçti. Bonkörlüğüyle çevresinde ‘Hasbi Ağa’ olarka tanınan Menteşoğlu, futboldan çok anlamadığını ve oyunun yalnızca gol atmaktan ibaret olduğunu dile getirmiş, bu açıklaması günlerde spor basınının manşetlerini süslemişti. 

Futboldaki girişimlerinin yanı sıra şirketlerini de ihmal etmeyen Menteşoğlu, peş peşe yeni girişimlerde bulunarak ülke genelindeki şöhretini artırıyordu. 1985 yılına gelindiğinde, salyangoz ve kurbağa bacağı başta olmak üzere deniz ürünlerinden seracılığa, hazır giyimden salça, nişasta, glikoz ve yağ fabrikalarına, turizmden inşaata kadar pek çok alanda faaliyet gösteren yüzden fazla işletmeye sahip olan Menteşoğlu, 50 binden fazla kişiye istihdam sağlayan dev bir topluluğu yönetiyordu. 

Artık magazin, ekonomi, spor alanlarında Hasbi Ağa’nın konuşmadığı ve haber olmadığı hiçbir gün yoktu. Türk ekonomi ve iş dünyasına yön veren bu büyük patron, aynı zamanda ülke insanının yüzünü güldüren ve eğlendiren bir figür haline dönüşmüştü. 

KOÇ HOLDİNG’İ SOLLADI, İHRACAT REKORU KIRDI

Başkanı olduğu Samsunspor ile çok büyük başarılara imza atan Hasbi Menteşoğlu, Türk futbolunun devlerini teker teker deviriyor ve yıldız futbolcular yetiştiriyordu. Bu futbolculardan biri de Türk futbolunun efsane ismi, altın ayakkabı sahibi Tanju Çolak olmuştu. Hasbi Menteşoğlu, baba ve oğul gibi olduğu Tanju Çolak ile çok yakından ilgileniyor, ikilinin haberleri her fırsatta gazete sayfalarında yer alıyordu. 

1987 senesinde iş hayatındaki başarılarına bir yenisini daha eklemiş ve Menteşoğlu Holding, Tekfen Holding’in lider olduğu listede 256 milyon dolarlık ihracat geliriyle 3. sırada yer almış ve Koç Holding iştiraki olan Ram Dış Ticaret’i bile geride bırakmıştı. 

ŞİRKET ÜZERİNDE KARA BULUTLAR DOLANMAYA BAŞLADI

Artık tüm gözler başarılarıyla parmak ısırtan Anadolu Kaplanı Hasbi Ağa’daydı fakat tam da 1987 senesinde rüzgar tersine dönecek, Türkiye’nin en sevdiği iş insanı için kara bulutlar yavaş yavaş gökyüzünü kaplamaya başlayacaktı. 

İddialara göre 80’li yıllara damgasını vuran hayali ihracat furyasına Menteşoğlu Grubu da katılmış ve şirketin tüm faaliyetleri mercek altına alınırken, Savcılık tarafından da soruşturma başlatılmıştı. 

Medyada yer alan haberlerin hemen ardından Maliye ve Gümrük Bakanlığı da Hasbi Menteşoğlu ile birlikte 15 kişi hakkında ‘Vergi ihalelerinden yararlanmak amacıyla naylon faturalar düzenleyerek hayali ihracat yapmak ve kaçakçılık’ suçlarından dava açılması için Çarşamba Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu. 

İşin ilginç yanı ise Menteşoğlu Holding hakkında başlatılan operasyonlardan kısa süre önce dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın grubun yeni tesislerini açmak için Samsun’a gelmiş ve burada yaptığı konuşmada “Hayali ihracat diye bir şey uydurdular. Bunların hepsi palavradır’ demişti. 

Hasbi Ağa ve grup hakkındaki haberler bunlarla da sınırlı kalmıyor, Menteşoğlu çatısı altındaki en az 10 bin işçinin sigortasız çalıştırıldığı iddiaları da gazete sayfalarına taşınıyordu. 

DAVALARA BAKACAK MAHKEME BULUNAMADI

Menteşoğlu ailesine ilişkin başlatılan soruşturmalarda en ilginç gelişme ise, dosyaya bakacak mahkeme bulunamaması olmuştu. Dosyaları hiçbir mahkeme almıyor ve yetkisizlik kararı veriyordu. Herkesin topu birbirine atmasının ardından 1989 yılında nihayet Menteşoğlu dosyası Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne taşındı. 

Hukuki sıkıntıların yanı sıra grubun artık kredi borçlarını ödeyemediği ve bankaların haciz işlemi başlattığı haberleri de peş peşe gelmeye başladı. Bu arada 5 ila 15 yıl hapis cezaları istenen Hasbi Menteşoğlu ve diğer yöneticiler hakim karşısına çıkarak bütün suçlamaları reddettiler. Yaşananlar Hasbi Ağa’nın sağlığını bozmuş ve artık eski günlerdeki neşesinden çok uzaklaşmıştı. 

Kulüp başkanlığından ayrılmayı düşünen Hasbi Ağa ve Türkiye’yi yasa boğan haber ise 20 Ocak 1989 günü geldi. Samsunspor ekibini taşıyan takım otobüsü Malatya deplasmanına giderken Havza’da bir kamyonla çarpıştı. Can pazarının yaşandığı kazada takımın 2 futbolcusu, antrenör ve otobüs şoförü hayatını kaybederken, 9 futbolcu ve 3 yönetici de ağır şekilde yaralandı. 

Bu kara haberin ardından bir müddet hastaneye gidemeyen Hasbi Menteşoğlu, gördüğü manzara karşısında birkaç kez fenalık geçirerek bayılmış ve ardından başkanlığı bıraktığını duyurmuştu. Menteşoğlu’nun hem yaşanan elim kaza hem de davalarla uğraştığı günlerde kötü haberler eksik olmuyordu. 

Menteşoğlu Grubu, ekonomik sıkıntıya düşünen Türkiye’nin en büyük entegre tavukçuluk kuruluşu Yu-Pi’yi satın almış ve iflas erteleme başvurusunda bulunmuştu. Fakat İzmir 2. Asliye Mahkemesi bu talebi reddetti ve alacaklıların kapıya yığılmasına imkan verdi. Aylardır maaş alamadıklarını söyleyen işçiler ise protestoları artırdı. 

Yaşananlar nedeniyle sağlığının bozulduğunu söyleyen Hasbi Ağa ise şunları dile getirdi:

“Turşudan keresteye kadar her alanda iş yapıyoruz. Türkiye’nin 60 milyon insanının yüzde 40’ının boğazına bizden ekmek giriyor. 50 fabrikamız var. Aldığımız, sattığımız belli. Bu kadar yoğun ticaretimiz varken ne işimiz olur bizim hayali ihracatla? 

Öyle olsa açardım bir yazıhane, alırdım güzel bir sekreter. Kapısına da ‘İthalat, ihracat’ yazardım.

BAKANLIK FABRİKALARA EL KOYARAK SATIŞA ÇIKARDI

1990 yılında Maliye Bakanlığı, 16 milyar liralık vergi borcunu 3 yıldır ödemediği gerekçesiyle grubun Çarşamba ilçesinde bulunan 5 fabrika ve 9 arsasına el koyarak satışa çıkardı. 

Yaşananlar bununla sınırlı kalmadı ve davalar nedeniyle 43 fabrikanın üretimleri bir gecede durdurulurken, 30 bini aşkın çalışan işini kaybetti. Hasbi Menteşoğlu ise Club M adlı kendisine ait lüks tatil köyünde göz altına alındıktan sonra tutuklandı. 

Bu tutuklamadan itibaren borcu 325 milyar lirayı aşan grup şirketleri birbiri ardına iflas açıklamaya başlarken, el konulan varlıklar satılarak alacakların tahsili yoluna gidildi. 1995’e gelindiğinde Hasbi Menteşoğlu ve kardeşleri hakkında 10 yıla kadar hapis ve devletten aldıkları teşvik paralarının 3 katını geri ödeme istemiyle açılan davalar zaman aşımı nedeniyle düşürüldü. 

Türkiye’nin hemen hemen her ilinde fabrikaları bulunan, on binlerce insana iş veren dev grup, böylelikle parçalanarak tarihe karışmıştı. Mahkemenin verdiği bu kararın ardından bir daha ortalıklarda görünmeyen Hasbi Menteşoğlu, 2002 yılında geçirdiği rahatsızlık nedeniyle 64 yaşında hayata gözlerini yumdu. 

 

Bu habere emoji ile tepki verKızgınBayıldımHahahaBeğendimMuhteşemÜzgünİnanılmaz

Haber Kaynak : SOZCU.COM.TR

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu